....

BİLİYORUM HERKES GİDER

Ağlıyorum. Sonra işlerimi yapıyor tekrar aklıma geliyor ağlıyorum. Öyle hıçkırarak değil usulca diğer odalardan kimse duymadan. Belli etmeden içimden. Üzerime kısa kollu geçirip dışarı fırlıyorum, yürümek biraz da kitap okurum düşüncesiyle. Ne mümkün her yer çoluklu çocuklu. Sakin bir köşe kalmamış. Parklar bahçeler istilaya uğramış sürekli bir şeyler yiyen yüksek sesle konuşan, koşturan, bisiklete binenlerle daha da karmaşıklaşan bir hafta sonu. Denizin ta dibine geliyorum. Sırt çantamı düzeltip çözülen bağcığımı bağlamaya üşenerek spor ayakkabımın yan tarafından içine tıkıştırıyorum. Derdim nefes almak derin şöyle geniş geniş. Onca gürültücü kafanın yanında ben sessizleşemiyorum. Benim içimdekilerde onlara nispet edercesine başlıyorlar. Anlatıyorum ben de bir bir döküyorum taşlarımı. Şimdi iki arada annemle yasayabildiklerime şükrederek kıymet bilerek bu anları unutma diyerek kalbime de aklıma da talimat vererek. İkisinin de garantisi olmadığını bilerek. Ama üç gün öncesini de konuştuklarımızı da beynimde tekrar tekrar döndürerek.

Nerdeyse bir aydan beri parmaklarının şişini ve morluğunun geçmemesi de moralini bozduğundan herhalde ‘baban beni yanına çağırıyor yeter artık gel dedi rüyamda ‘diyor. Sesi ürkek, çekingen kafasını iki yana sallıyor. İçim buruldu. Şimdi ne desem olmayacak. Demedim ben de. tarifsiz bir iç sıkıntısı. Acımak gibi de değil. Kimsesiz kalmak gibi çıplak durmak hatta sıcacık havada üşümek gibi. Babam giderken böyle olmamıştı ki. Şimdi niye böyle oldu tam da sen gittiğinden beri toparlamışken annemle. Biz gezmelere gitmeye, dışarlara yemeklere gitmeye iki insan içine çıkmaya yeni başlamışken neden çağırıyorsun ki. Anlarıyla yetinebilmeyi henüz öğrenebilmişken, dengeyi ayarlayabilmeyi kavramışken çağırmasana. Hem siz anlaşamazdınız ki. Biz anlaşmaya başlamışken. Neden? Benim çocukluğumdan beri özlediğimden de çok mu özledin onu. Çağırma ne olur biraz daha kalsın hem ben daha yeni doktora götürdüm on gün sonraya kontrolümüz var. Biz yeni yeni iyi olmuşken çağırma bizi.

Author

fatih@kapoglu.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir