....

AYNA

Kuşların uçmasını izliyorum uzunca. Özgürler. Kanat takıp uçmak, konmak, sonra tekrar havalanmak hür olmak gökyüzünde. İstediğim yükseklikte saatlerce kalabilmek. Geniş geniş gezmek, bulutlarla arkadaş maviyle sırdaş olmak. Diğer isimlerini bilmediğim kanatlılarla aynı semayı paylaşmak. Büyük bir kanadın üzerindeyim. Yavaşça havalanıyoruz. İrkiliyorum ilkden. Düşeceğim sanıyorum. Ellerimi bir bıraksam ne olur? Bırakacağım. Düşmedim. Ayaklarımdan tutunuyorum. Kasıldı bacaklarım. Alışıyorum. Tepeden bakmak yere, içimden iki göğsümün arasından ılık ılık akan şey uçakta da olandan. Kendime inanma eşiğimi test ediyorum. Havalandıktan sonra içimi kaplayan korkuya ben buna devam edemeyeceğimi dedirten zamana kadar bekliyorum. İnanıyorum kendime. Devam ediyorum. Atlamıştım işte kanattan değil eşikten. Saçlarım savruluyor, rüzgar çarpıyor yüzüme gözlerim kuruyor. İstediğim ülkeye gidiyorum bir sürü yerler görüyorum. Gittiğim yerlerden gördüklerimi biriktirerek gezmeye devam ediyorum. Bazen üzülüyorum bir annenin çocuğuna yemek bulamama çaresizliğini gördüğümde bazen kavuşmaların sarılmaların en şifalısını içimde hissederek. Gözlerimin görmese dediğim en sevilesi olanlara yapılan kötülüklerin en acınası halleri insanlığımı sorgulatıyor. Biriktiriyorum. Acı karşısında edilen duanın samimi hallerine. Meditasyon yapanların arınmasına hayran kalarak. Çölün ortasında ağır tonluk fillerin geçişlerini ve avlarını yakalamaya çalışan aç aslanları görüyorum. Açlığı görüyorum.Terk edişleri. Bırakılmaları. Zorunlu ayrılıkları. Geziyorum pamuktan bulutlarla yan yana. Devam ettikçe görüyorum insan her yerde aynıymış. Bütün  bu duyguların, yaşadığım bir sürü hissin onlarda da deneyimlendiğini görmek. Aynıyız, aynayız. Birbirimizde kendimize bakıyoruz. Olay buydu.

Saçımın her sarı telinin başkasının kuzgun siyahi kıvırcık teli ile aynı şekilde uçuşması, ıslanması ve kuruması büyük bir sırrı ifşa etmek değil de nedir? O halde kızdığında sensin, kızılanda. Neye sinirlenip, öfkeleniyorsun, hep kendine. Sev o halde etrafında gördüğünü en önce de sende ki beni. Karşındaki senin aynansa ve sen bunu biliyorsan artık saçlarında yüzmeyi öğrenmiş demektir.

Author

fatih@kapoglu.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir