Uncategorized

KIRLARDA

NEDENLER NİÇİNLER ????

Ölümcül bir hastalığa yakalanma riskimiz hep var, sonuçta içimizde bir dünya var ve bizim zamanını bilmediğimiz bir şekilde karar veren de bir yaratıcımız var. En azından ben böyle inanmak istiyorum. Kim nasıl inanç geliştirirse de öyle baksın hayata beni ilgilendirmiyor. Benim içimde hep merak konusu olan insan kendi çaresiz hastalığında nasıl davranır, nasıl bir korku yaşar ve bu korkudan ne yapar, neleri yapmaz. Şimdi ben de tedavisi olmayan bir hastalığa yakalandım, hastalığım nasıl seyredecek neler yaşayacağım bilmiyorum. Ev halkı mı? Onları da bilmiyorum. Zira salgın, onlarda hastalar.
Galiba bu akşam ev bir başka sessiz. Hepimiz birbirimize geçirmiş olabileceği suçluluğuyla eziliyoruz. Biraz mahcup, biraz da suçlu. Üzgünüz. Ama farklı tepkilerimiz var. Haliyle olağandır. Aslında her zamanki gibi mutfakta yemekleri yapıp sofrayı topladım, tuvaleti dezenfekte ettim. Kediye baktım, oynadım ama canım çok da istemedi. Kızımın ona da yaklaşamadığını düşününce onun daha fazla üzmek istemedim. Alınır diye, sabahtan beri içindeki dışarıya çıkmasaydım pişmanlığıyla boğuşuyor. Size bir şey olursa çok korkuyorum deyip, kendini odasına hapis etti. Doğruda yapıyor fakat belli değil ki herkesten, her şeyden geçen bir virüsle savaşmak kolay mı? Bugün birinci günümüz hafif kırgınlık, baş ağrısı, biraz kuru öksürük, boğaz ağrısı. Her şey yolunda gibi hem de değil gibi. Değişik bir durum. Kendimi koy vermek istiyorum olmuyor ağlamak da gelmiyor içimden. Belki bastırmayı öğrendiğimden en kolayı, bu da şöyle oluyor enkazı açısından şimdi kriz anında cengaver gibi ortalıklarda dolaşıyorsun tüm tehlike geçiyor ya da gidişat belli bir rutine girince pat hop sen düşüyorsun. Yani ben düşüyorum. O sebeple buraya yazıyorum ki korkuyorum, en az iki gün önce kendini tekrarlatan İzmir depremi kadar ürkünç buluyorum, ölebileceğim gerçeğinden değil de nasılındayım hep ben. Niçinin de değilim, mutlak bir kabullenilmişlik zaten var. Ölümmmm tüylerimi diken etmiyor kendimle ilgilisinde fakat kızım eşim için aynı değil. Salt bu korkunun sevdiklerim için yaşanması kendim için başka bir şeye dönüşüyor olması ne ilginç. Anlatamadım biliyorum. Ne bilim belki en son anda kendim için yaşarım o hissi. Ben ki hayatta türlü şeylerden korku duygusunu en iyi bilen ölümden neden o kadar korkmam. Bir başkasının yok olacağı, gideceği fikri ve bir daha göremeyeceğim duygusu ve o yoklukla çok acı çekileceği kaygısıdır beni korkulara bulaştıran. Virüs ne ki korkulacak.
Fakat öğrendiğim bir gün sonraki test sonucu asıl şok edici olanı. Biz eşimle negatif çıkmıştık ve sadece o koronaydı. Şimdi anladım ki insan gerçekten sevdikleri için çok kaygılanıyor sevgili kızıma onun çektiklerini gördükçe anlatamıyorum. Kendim için ne ki virüs ama onun için çok şey virüs. Çocuklar umuttur kırılmasınlar, dökülmesinler isteriz hep yaşasınlar onlar doya doya kırlarda çiçeklerle papatya saflığında doğanın gücüyle…..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir