Uncategorized

TEBESSÜM

TEBESSÜM                         

Karşınızdaki sizi eleştirip boş işlerle uğraşıyorsun, boş yapma gibi laflarla mı incitiyor? İncinene mi üzülmeli incitene mi? Tam burada İbn Arabi nin meşhur ayna metaforu aklıma geliyor. Bir alıntıyla konuya gireyim,

 

“Parlak bir cisimde göze görünen sûrete bak da neyi gördüğünü iyi düşün! Cisimdeki sûretin seninle parlak cismi algılanan arasında bir engel olduğunu görürsün. Cisim sûretin yansıdığı yerdir. Dolayısıyla onu hiçbir şekilde göremezsin. Hakk ise mümkünlerin sûretlerinin tecelli ettiği yerdir. Binaenaleyh âlem ancak âlemi, fakat Hakk’ta görmüştür, yoksa Hakk’ı veya Hakk ile görmüş değildir.”

 

Sabah olmuş geceden neyi düşünüp yatmışsanız aynı yerden devam ederek kalkıp el, yüz yıkarken bir aynaya bakarız. Şöylesine bir bakmak. Sadece o kadar. Aynayla ilişkimiz dişimizi de fırçalarken ki süreyi eklersek beş dakikayı geçmez. Makyajı da yaparken kadınlar için süre uzar ama o zaman ki bakış da verimli değildir. Ayna banyodaki ayna, salonda süs olarak duran, yatak odasındaki üzerimizdeki kıyafetin güzel duruyor mu aynası da derim buna. Kapı girişlerinde ki portmantodakiler

ne kadarda çoklar değil mi?. Çantamızdakiler, iş yerimizde ki çekmecede duranlar, araba aynaları. Mutfaktaki tencereler, kaşıklar bile. Nihayet apartmandan çıkacağız gideceğiz yine bu seferde kocaman olanları karşımızdalar. Yani küçük gösterenler, olduğundan büyük olanlar, şişman, zayıf, ters duranlar çeşit çeşittir. Yansımadır bakıldığında. Bizi şişman gösteriyor diye biz gerçekten şişman mıyız?  Biz gerçekten tıpatıp bize söylenenlerden mi ibaretiz. Yoksa aynamız bize olayları abartıyor, sinirlendiriyor mu?

Bu aynalar bize kendimizi anlatmak için. Muhtacız bir yansıtana. Kendi varlığımızı gerçekleştirmek ya da kendimize varım demek ancak bizim gibi yansıtıcıyla mümkün. Bu bazen tanrımız, evrenimiz, yaratıcımız, eşimiz, annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğumuz, işteki patronumuz olur. Tanrıda aynadır. Kendindeki tüm sıfatları görebilmesi yarattığı insanla mümkündür. İnsan da o halde tanrının yansımasıdır. Hz. Adem bile kendini Havva da görebilmiş aynılıklarını, farklılıklarını. İnsan insana bu sebepten muhtaçtır.

Şimdi senin karşındaki sana bunları ,şunları hadi açalım burayı. Yalanlar, dedikodular, hırsızlıklar, bir takım iyilikler, ikiyüzlülükler, samimi davranışlar, doğru hakkaniyetli ahlakli yaklaşımlar bu sıfatları öyle çok çoğaltabiliriz ki. Mesele sana bunu yapanda değil zurnanın zırt dediği nokta da, burası işte. Bir gün bakıyorsun sokakta manavdan elma çalan birisinin arkasından reyon görevlisinin koştuğunu görüyorsun. Bir gün asansörden çıktığında dışarı çıkmak isteyen bir kedicik bakıyor sana gözünü kırpmadan. Ya da evde yemeğiniz bütün ocağı batırmıştır. Taşmıştır her yere dökülüp saçılmıştır. Ya da biri gelip arabanıza arkadan gacırt diye geçirmiştir. Siz arabadan daha inmeden sövmeye başlamışsınızdır ama inince de karşı tarafın şoförü bir anlayışlı çıkmıştır bir yardımsever olmuştur size şaşırır kalırsınız. Binlerce olay var yazmakla bitmez. Bunları yaşarız. Ama bakmayız kedinin gözlerindeki aslında bizizdir. Dışarı çıkmak isteyen kedi değildir. O kapı da apartmanın kapısı değildir. Kedi vesile olmuş sana aynalık etmiş, sövüp saymadan kırıp döküp taşmadan önce kendimizin de bir ayna olduğunu bilerek yolu gitmeliyiz. Çünkü sen de karşındaki de önüne düşen olayda yaradanın bir yansımasıdır. Sende yaradanla böylelikle bütünleşirsin. Bu birlik meselesinden benim anladığım budur. İki değil bir, birlik, heplik, hiçlik. İki çelişkidir, arada bırakır ama iki de birdir aslında. İnsan olma bütün zıtlıklarla bir olmaya getirir. O yüzden kendine kızman, yargılaman da doğru değil mümkün olduğunca dürüst olmak olayıdır tüm mesele.

Arkadaşının içindeki seni eleştiren de sensin, senin hakkında yalan söyleyen dostunda sensin ,terazinin kefesine seni koyup, ben senden daha üstünüm, değerliyim diyen de başkası değil. Görünen de mümkünlü görünendir. Anlayabildiğin kadardır algıladığını. Yani diyeceğim odur ki aynada sensin, bir anlamda mümkünlü görünen yaradan da sensin.

Bunları anlansan da anlamasan da hayat bir şekilde getiriyor önüne. Bir zamanın birinde için onu bilecek ve sen sadece tebessüm edebileceksin. Umarım.

 

 

 

 

Comments

Nihal
Şubat 21, 2021 at 6:12 pm

👏🏻👏🏻👏🏻



Nihal için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir